Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na toplu başvuru dilekçesi vereceklerini belirtti.
Oluç, partisinden bir grup milletvekiliyle Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Öcalan’ın tecrit edildiğini ve bunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Ne ailesi ne de avukatları bir haber alamıyor. Defalarca kaydettik. Bu durumun insanlık dışı bir gelişme olduğunu aynı zamanda hem ulusal hukuk hem de uluslararası hukuk ve anlaşmalar açısından baktığımızda kesinlikle kabul edilemez bir durumla karşı karşıyayız. Dünyada böyle bir örnek yok. Tek bir örnek var o da Sayın Öcalan’ın ve beraberindeki 3 kişinin İmralı’da mutlak tecrit edilmesidir” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve HEDEP İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, İmralı’daki uygulamaları “Cumhuriyet tarihinin ve insanlık tarihinin gördüğü en büyük hukuksuzluk” olarak nitelendirdi. Çiçek, “Bir avukat olarak şunu söylemek isterim ki bu bir hukuk skandalıdır, hukuksuzluktur. Bu açıklamayı burada, meclis binasında yapıyoruz. Bu durum yasama faaliyetinde bulunan tüm milletvekilleri için de bir namus sorunudur. Eğer bir rejim hukuku ihlal ediyorsa seçmenlerden yasa yapma yetkisine sahip olan tüm temsilcilerin bu hukuka aykırılığa karşı harekete geçmesi gerekir. Çünkü kötülüğün sadece muhatabıyla bitmediğini bildiğimiz için bunu ısrarla ve inatla söylüyoruz. Hukuksuzluk ve hukuksuzluk Sayın Öcalan’a özgü değildir. Bu iktidar İmralı’da 25 yıldır bunu yaşıyor; “Hukuksuz ve yasa dışı her eylem ve faaliyet, kanser tümörü gibi toplumun geneline yayılmıştır” dedi.
‘HUKUKSUZ VE YASA DIŞI DÜZEN TÜM TOPLUMU KAPSIYOR’
Gültan Kışanak ve Can Atalay’ı hatırlatan Çiçek, “Bu ülkenin cezaevlerinde 30 yıldır cezaevinde olan binin üzerinde insan var, hasta tutsaklar var. Aslında İmralı Cezaevi’ndeki hukuksuzluk herkese yayılmış durumda. Hapishaneler kanser tümörü gibi ve şeytani bir eylem gibi. Bu o kadar da tesadüf değil.” Bu yüzden İmralı’ya hukukun kara deliği diyoruz. Bu kara deliğe karşı mücadele etmek bizim görevimiz olmalı. Cumhuriyetin en temel ve kadim sorunu Kürt meselesidir. Kürtlere yönelik düşmanca uygulamalardan vazgeçmediğiniz sürece, Kürt halkının Kürt halkının iradesi olarak gördüğü ve mücadele ettiği halklara yönelik düşmanlığınızdan vazgeçmediğiniz sürece “Onların politikalarına karşı durmadığınız sürece, Bu ortam sadece bizi tüketmiyor, Türkiye’nin tüm insanlarını, çalışanlarını tüketiyor. Daha dün bir milletvekilimiz şunu söyledi: Bu ülke uyuşturucu baronlarının, uyuşturucu çetelerinin merkezi haline geldi. Her ay onlarca genç katlediliyor. Bu yasa dışıdır ve hukuka aykırıdır.” Program toplumun tamamını kapsıyor. Her birimizin Türkiye’nin geldiği durumu Kürt sorununun demokratik çözümüne bağlaması gerekiyor. Bir kez daha söylüyoruz; Sayın Öcalan’a yaklaşım, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi taleplerine yaklaşımdır. “Bu doğrudan Türkiye ve Ortadoğu’daki savaşla ilgilidir” dedi. (HABER MERKEZİ)
